Değerli Dostlarım,
Sizi ansiklopedik bilgilere boğmadan, her yerde bulabileceğiniz ve kolayca ulaşabileceğiniz bilgilerle sıkmadan, ‘benim gözümden’ bir Cozumel anlatmak istedim size. Yerlisinden hikayeler, sokaktaki adamdan alıntılar ve Özge Ersu’nun kendine özel yorumları ile. Hazırsanız başlıyoruz.
• KUTSAMİL’DEN COZUMEL’E
Bu ada, Anakarada Playa del Carmen‘e bir, Cancun‘a iki saat yakın, Meksika’ya ise bence özünde bir o kadar uzaktır. Ne tam ‘Mehiğko’dur, ne de değildir. Yerliler Kùtz ya da Cuzamil (Kutsamil okuyunuz) derler. Adını, bölgede yaşayan siyah renkli kırlangıçtan almıştır. ‘Kırlangıçların Ülkesi’ anlamına gelir.
• MAYA MAYASI
Karaya uzak olduğundan, yaşayanlar özelliklerini az da olsa korumayı başarabilmiştir. Ataları Maya olan Bir Kùtza’lıyı kolayca ayırt edebilirsiniz. Simsiyah dik düz saçlar, hafif bakır ten, genelde az kıllı ya da köse bir cilt, gri renge çalan gözler… Bu arada Ntv Radyo‘da yaptığım ‘Kızılderililer’ belgeselini eğer hiç dinlemediyseniz, mutlaka bu yazıdan sonra bir kulak verin ki bu yeni dünyanın ev sahiplerini yakından tanıyın!
https://ozge.ersu.net/laterna/kizilderililer/
Ada nüfusu son saydığımda 95.000 – 100.000 arası idi. Neredeyse yarısı Maya kökenlidir, bir bölümü de öyle olduğunu savunur. Son yıllarda diğer Karayip adalarından, Küba‘dan ve özellikle Güney Amerika’dan gelip yerleşenler artmaya başlamıştır.
• COĞRAFYA
Bir uçtan diğerine 54 kilometre, kuzeyden güneye ise yaklaşık 18 kilometredir. Adanın merkezi San Miguel de Cozumel‘dir. Izgara planlı, en yüksek yapının on iki kat ile sınırlandırıldığı bir bölgedir. Tüm ada karstik – kireçtaşı bir oluşum üzerine oturduğundan zemin çok sağlam değildir, su ile devamlı oyulmaktadır. Bu nedenle yapım sırasında binaların statikleri ve ağırlık sınırlamaları son derece dikkatlice izlenmektedir. En yüksek noktası denizden 14 metre yüksek olan bu adanın ortası bataklıktır.
• FLORA VE FAUNA
Palmiye ve Hindistan (sakızı) cevizi ağaçları ile dolu sık orman ve bataklıklarda çok fazla sayıda timsah bulunur. Rastas ve Chien Rio plajları arasında Caretta Caretta kaplumbağaları yıllık göçlerini yaparlar. Temmuz – Ağustos arası Muson Yağmurları dönemine denk gelen bu sürede kuzey karayolu yaklaşık bir ay trafiğe kapatılır.
Bu dev kaplumbağalar yüz yıllarca yerlilerin besin kaynağı olmuştur. Son yıllarda ise çıkartılan kanunlarla kaplumbağaların avlanması yasaklanmış, yüksek para cezaları uygulanmaya başlanmıştır. Para cezasını ödeyemeyenleri 2-5 yıl arası hapis beklemektedir. Bu cezaların, meksika’nın diğer bölgelerinde de zaman zaman uygulandığı üzere, kamu hizmetine çevrilebildiğini anımsatayım. Kısacası, rüşvet almış bir tapu kadastro müdür yardımcısını, şehrin parklarını süpürürken görürseniz şaşırmayın…
• DENİZ VE PLAJLAR
Deniz mi dediniz? Palmiyelerin altındaki incecik altın sarısı kumların mavi yeşil okyanusla birleştiği kıyıları anlatayım sizlere. Bence en güzel plajları, adanın kuzey doğusundaki Meczalitos, San Martin ve Rastas arasında. Rüzgâr güneyden estiğinde, bu plajlar çarşaf gibi dümdüz olur, bir görseniz. Deniz suyu sıcaklığı 20-25 derece arasındadır. Düşünün, tarihteki en soğuk günü 18 C° olmuş bir adadan söz ediyoruz. Genelde 30 santrigrat derecelerde dolaşan sıcaklık, zaman zaman kırk ya da kırk bir dereceye kadar yükselir.
• TURİZM
Yaklaşık yüz bin nüfuslu bu adaya, yılda üç milyon turist uğramaktadır. özellikle gemi ile gelenler bu yoğunluğun %70’ini oluşturur. Kalanlar ise ulaşımını uçakla gerçekleştiren ve adada en az bir hafta kalmaya gelen deniz ve huzurseverlerdir.
Ulaşım kolaydır. Playa del Carmen‘den neredeyse aralıksız arabalı vapurlar ve hızlı jet ferry‘ler Yucatan Boğazı‘nda mekik dokur. Dallas, Houston ve Miami‘den sık uçuşlar vardır.
• KALINTILAR
Her ne kadar Maya uygarlığının son derece yoğun yerleşimlerinin olduğu Yucatan Yarımadası kadar göz alıcı değilse de, adanın ortasında yer alan ve adını 1800’lerin o bölgenin sahibi İspanyol toprak ağasından alan San Gervasio kalıntıları, 1.100 sene öncesinin Maya uygarlığı hakkında benzersiz ipuçları vermektedir. Özellikle denizden on sekiz kilometre uzakta yer alan bu bölgeye limandan ulaşan taş yol, günümüzde engebeli görünse de beni her gördüğümde çok etkilemektedir.
• ADADA NE YAPALIM?
Denizden arta kalan zamanınızda mutlaka Plaza del Sol‘a gidip keyifli bir saat geçirin. Saat Kulesi ve adaya adını verekn ufak kilise de tam meydandadır. Fırsat bulursanız ve deniz fırtınalı değilse, Kanadalılar tarafından işletilen Atlantis denizaltısına on iki dakikalık bir tekne yolculuğu ile açıkta binip, kırk metre derinlikteki tropikal güzellikleri, sualtı yaşamını ve şansınız varsa bölgeye özel siyah mercanları görebilirsiniz. Güzel bir öğle yemeğini ise, bahçe içerisindeki Mission‘da alabilirsiniz.
• NELER SATIN ALINABİLİR?
Maya kültürü ile ilgili olarak, deri üzerine işlenmiş, seramik ya da manda kemiğine yapılmış takvim diskleri, harika tadı ve kokusu olan, genelde ortalama büyüklükteki bir kek için yarım tatlı kaşığı kullanacağınız sıvı vanilya özü, gümüş madalyonlar yapabileceğiniz en keyifli alışverişler arasında.
• PARA BİRİMİNE DİKKAT
Aman dikkat edin, tüm fiyatlar ‘$’ olarak gösterilir ama Meksika Pesosu‘dur. Yaklaşık 12-13 kat daha değerli olan Amerikan Doları neredeyse her yerde alınır, bu para birimi üzerinden belirlenen fiyatlar ise ‘US$’ olarak belirtilir.
• ADA HALKI, ULAŞIM VE GÜNLÜK YAŞAM
Ada halkını ben son derece güler yüzlü, kendisi ve turistler ile barışık olarak değerlendirmekteyim. Size yapışmazlar, sadece usulünce pazarlık ederler. Elbette siz de edin!
En kolay ulaşım taksilerle yapılır. Ama taksiler de sendikalara bölünmüşlerdir ve aralarında sıkı bir çekişme vardır. Adanın orta bölgelerinde Gsm sinyali olmadığından, hepsinin tam önünde araç yüksekliğinin iki üç katı kadar dev bir telsiz anteni bulunur. Son yıllarda kara taksileri, yeni açılan ve dev gemi iskelelerinden şehir merkezine denizden teknelerle yolcu taşıyan deniz taksileri ile kavgaya girişmiştir. Kazanan henüz belli değil ama, her dört teker taksinin arkasında deniz taksilerini yeren dev sloganlar göze çarpar. Oysa, toplamda bile taksi sayıları o kadar yetersiz ki, hepsine yetecek kadar iş var.
• OLAMAZ! BU SES?
Kulağınıza, Tino Rossi‘nin ‘Mexico Mexico’ esintileri mi geliyor yoksa? Aman dikkat edin, karambita karamba! Her an bir sokağın başından, şeritli pantolon ve apoletli ceketleri ile, dev şapkalı bir Mariachi Orkestrası karşınıza çıkabilir. Ve size, ülkeye özel bas gitar, gitar, marakas, nefesli çalgılar ve kemanlarla bir ‘Besame Mucho’ çalabilirler.
Bu arada, biliyor muydunuz? ‘Besame Mucho’, daha on altı yaşında iken, bir erkek tarafından hiç öpülmemiş Meksikalı bir kız tarafından yazılmıştır.
Belki bir başka gün, size Meksika’nın diğer bölgelerini, Maya, Aztek, Olmec, Inca gibi yüksek uygarlıkları ve ülkenin müziklerini anlatırım. O zamana dek ‘Adios, Amigos!’
YORUM YOK