TIRIVIRİSTAN BUTİK GRUBU · ÖZGE ERSU ANILARI
PROFESYONEL REHBER İZGİ BEY’İN CORPORATE TRAVEL MACERALARI
Somewhere · Sometime
Özge Ersu, profesyonel rehberlik mesleğinin bir bölümü olan kurumsal gezilerde zaman zaman karşılaştığı konularla ilgili olarak ilginç bir anısını anlatıyor. Yer, isimler, olaylar gerçek olmasına karşın, sektörel duruş nedeni ile anıya anonim bir hava, isimsiz bir tat verilmiştir. Bakalım kaç profesyonel rehber, acente yöneticisi veya kurumsal iş sahibi kendisini bu anıda bulabilecek?
(AYAX) · Acente Yöneticisi Ağır Madame X
(İZGİ) · Ben Kendim
BİRİNCİ BÖLÜM · PROLOGUE (ÖNSÖZ)
Zırrrrrrrrrrrr. (Eski dilde telefon çalma sesi)
Annovğn kollır. (Bilinmeyen Numara)
İZGİ – ‘Buyurun, ben İzgi İrsı?’
AYAX – ‘İzgi Biy, merhabalar. Sizi tanıyor, izliyor ve biliyoruz. Çok özel bir grubumuz var. Sizinle çalışmak istiyoruz. Hede ile hödö tarihleriniz arası müsa… (auto correct – Güzel Türkçemiz) uygun mudur?’
İZGİ – ‘Hmmm bakayım. Evet uygunmuş. Grubumuzun ayrıntıları nedir?’
AYAX – ‘Ah İzgi Biy! Tam size göre bir grup. Az sayıda ünlü gazeteci ve gurmelerden oluşuyor. Hem onları yönetmek, hem de arasıra sahneyi onlara bırakmak gerekiyor. Çoğu da sizi tanıyor zaten.’
İZGİ – ‘Tamam, çok güzel. Program ayrıntıları nedir?’,
AYAX – ‘İzgi Biy! Tırıvıristan’a gidiyoruz. Şehir dışında çok pahalı bir şatoda kalacağız. Business uçuluyor zaten. Ferrari’ler kiralanıp sürüşler yapılacak, özel aşçılarla yemek derslerimiz var, akşamları özel Michelin restaurantları. Şişelerce Petrus ve Chateau Margaux açılacak. Sizin de iki adet müze konferansınız ve tarih yürüyüşünüz olacak.
İZGİ – ‘Güzelmiş. Ayrıntılı programı gönderirsiniz.’
AYAX – ‘İzgi Biy, bu arada günlük ücretiniz nedir?
İZGİ – ‘Ben günlük net ‘X’ lira alıyorum. Ayrıca olağan küçük masraflar.’
AYAX – ‘Ayyy. İzgi Biy yaaa! Bu program için rehberlik bütçemiz inanın çok kısıtlı. Biz ‘İks Bölü Dört’ koymuştuk bütçeye. Biraz yardım edemez misiniz memedalibey? Hem söylediğiniz X Liraya üç rehber götürürüz biz. ’
İZGİ – ‘Sayın acente yöneticisi Madame X Hanım. Öyle bir mantık olabilir mi? O zaman futbol takımları da yıldız bir transfer yerine üç oyuncu daha çıkartsınlar sahaya? Hani tanıyor, izliyordunuz beni?’
AYAX – ‘İnanın İzgi Biy, iş sahibi firmanın rehberlik bütçesi bu. Yoksa ‘tükân sizin.’
İZGİ – ‘Anladım da, (rehber hariç tüm ekibin) bizınıs uçuşlarına, Ferrari’lere, şatolara, sizin ve asistanınızın geziye tüm maliyet unsurları ile gelmenize bütçe var, rehberliğe mi yok? Hani şefler şatolar? Binbir renkli çiçekler? Nasıl yakalamıştık, Şato Margo şarabı?’
AYAX – Pazarlık yapsak sizle? Ne yapabiliriz?’
İZGİ – ‘Şunu: Kendilerine ve size selâm söyleyebiliriz. Bu düşünüş ile size başarılar diler, mübarek ellerinizden öperim. Görüşmemek üzere hoşça kalınız.’
İKİNCİ BÖLÜM · EPILOGUE · (SONSÖZ)
1) Giden gazetecilerden biri, dönüşten sonraki köşe yazısında (İks bölü Dört ücret ödenen) ‘Rehbere Tırıvırıistan Öğrettik’ adlı bir yazı kaleme alır. Dalgasını geçer, kendi egosunu da parlatır.
2) Lüks, pahalı ve butik gezinin bir çok unsurunun yanısıra yemekleri de (iyi) yönetilemediğinden, uyanık lüks restoranın uyanık butik garsonları, daha konuklar kadehlerindeki şaraptan üç yudum aldıklarında hemen kadehi hızlıca doldurma uyanıklığını yaparlar. Biri de çıkıp,
– ‘Aga bir dur! Ne yapıyorsun? Adamlar gurme. Gülme. Şarap bir havalansın, nefes alsın. En güzel yeri, kadehin dibi. Bırak son yudumu alsınlar, öyle tazele. Üstelik üç (yatay) parmak koy, sakın doldurma, yoksa çok kızarlar!’
demediği için, iki Petrus ve üç Chateau Margaux ile sonlandırılabilecek gecede şişeler havada uçuşur. İçilen her (boş) şişe de yan servis masasında, kaytan sarı bıyıkları altından gizli gizli gülümseyen ve ellerini oğuşturan kıvırcık sarı saçlı uyanık ‘Mösyö Lö Someliye’nin yanında biriktirildiği için, gelen hesaba itiraz da edilemez.
Rehberle (yapılmasına izin vermediğim) günlük harcırah pazarlığı farkının toplam tutarının 20 (yazıileyalnızyirmi) katı harcamayı sadece 1 (yazıileyalnızbir) yemekte gören firma (iş) sahibi ve Acente Yöneticisi Madame X’in gözleri yuvalarından dışarı uğrar.
JENERİK · KAPANIŞ
(Siyah ekranda yazılar yukarı doğru akmakta, arkada hafif ‘muzak’ çalmaktadır.)
İzgi Biy, aynı tarihlerdeki bir başka geziye rehberlik yapmak üzere uçakla Dreamland’e giderken, Tırıvıristan semalarında her nedense burnuna Petrus ve Chateau Margaux kokuları gelir. Anlam veremez. Elindeki plastik saydam bardağın dibinde kalmış olan ‘çikın or pasta?’ class kırmızı şarabını, iyice havalansın diye son bir kez yavaşça çevirir. Gözleri uzaklara dalar. Aklına belli belirsiz kaytan bıyıklı kıvırcık sarı saçlı bir sommelier ve birkaç ay önce çalan bir telefon gelir.
Zırrrrrrrrrrrr. (Eski dilde telefon çalma sesi)
Annovğn kollır. (Bilinmeyen Numara)
YORUM YOK